Coherence, 2013 yılında vizyona giren, kuyruklu yıldızın geçişi sırasında paralel evrenler arasında geçiş yapmaya başlayan sekiz arkadaşın yaşadığı olayları konu alan bir bilim kurgu filmidir. Film, düşük bütçeli olmasına rağmen, paralel evrenler konusunda oldukça başarılı ve etkileyici bir senaryoya sahiptir. Filmdeki karakterlerin karşılaştığı gerçeklik kırılmaları, izleyiciyi de şaşırtmakta ve meraklandırmaktadır. Bu yazıda, filmin konusunu, olay örgüsünü ve sonunu detaylı bir şekilde analiz edeceğiz.
Filmin başında, Emily adlı bir kadın, sevgilisi Kevin ile telefonda konuşurken, telefonunun sinyali kesilir ve ekranı çatlar. Bu, kuyruklu yıldızın etkisinin başladığının bir işaretidir. Emily, Kevin’ın arkadaşı Mike ve eşi Lee’nin evine akşam yemeğine gider. Mike ve Lee’nin evinde, Kevin ve Emily’nin yanı sıra, Mike’ın eski sevgilisi Beth, Beth’in yeni sevgilisi Huge, Kevin’ın eski sevgilisi Laurie ve Amir adlı bir adam daha vardır. Sekiz arkadaş, yemek masasında sohbet ederken, elektrikler kesilir. Bu da, kuyruklu yıldızın etkisinin arttığının bir göstergesidir.
Elektrikler kesildikten sonra, arkadaşlar, uzakta bir evin ışıklarının yandığını görürler. Bu evin, Mike’ın komşusu Hugh’un evi olduğunu düşünürler. Huge ve Amir, Hugh’un evine gidip telefon kullanmak isterler. Ancak, Hugh’un evine giderken, karanlık bir bölgeden geçerler. Bu bölge, paralel evrenler arasındaki geçiş noktasıdır. Huge ve Amir, kendi evrenlerinden farklı bir evrene geçerler. Bu evrende de, aynı sekiz arkadaş, yemek masasında oturmaktadır. Huge ve Amir, bu evdeki arkadaşlarının telefonlarını alıp, kendi evlerine geri dönerler. Ancak, kendi evlerine de geri dönemezler. Çünkü, karanlık bölgeden geçtikleri her seferde, farklı bir evrene geçerler. Bu arada, kendi evrenlerindeki Huge ve Amir de, başka bir evrene geçmişlerdir. Bu şekilde, sekiz arkadaşın farklı kombinasyonları, farklı evrenlerde karşılaşmaya başlarlar.
Arkadaşlar, kuyruklu yıldızın etkisini anlamaya çalışırken, bir kitap bulurlar. Bu kitap, kuantum fiziği ile ilgili bir kitaptır. Kitapta, kuyruklu yıldızın, Schrödinger’in Kedisi deneyi ile ilgili olduğu yazmaktadır. Schrödinger’in Kedisi deneyi, bir kutunun içinde zehirli bir madde, bir radyoaktif madde ve bir kedi olduğunu varsayan bir düşünce deneyidir. Radyoaktif madde, belirli bir süre içinde, belirli bir olasılıkla bozunabilir. Eğer bozunursa, zehirli madde açılır ve kedi ölür. Eğer bozunmazsa, kedi yaşar. Kutu açılmadığı sürece, kedinin hem ölü hem de canlı olduğu varsayılır. Bu, kuantum süperpozisyonu olarak adlandırılan bir durumdur. Ancak, kutu açıldığında, kedi ya ölü ya da canlıdır. Bu da, kuantum çöküşü olarak adlandırılan bir durumdur.
Kitaba göre, kuyruklu yıldız, kutunun içindeki kedi gibidir. Kuyruklu yıldız, geçtiği yerde, farklı olasılıklara sahip farklı gerçeklikleri yaratır. Bu gerçeklikler, karanlık bölgede birbirine bağlıdır. Ancak, kuyruklu yıldız geçtikten sonra, bu gerçeklikler birbirinden ayrılır ve sabitlenir. Bu da, kuyruklu yıldızın kuantum çöküşüne neden olduğu anlamına gelir. Arkadaşlar, bu kitaptaki bilgileri kullanarak, kendi gerçekliklerine dönmek için bir yol bulmaya çalışırlar.
Arkadaşlar, farklı evrenlerdeki kendilerini ayırt etmek için, isimlerini bir kağıda yazıp, üzerine bir numara eklerler. Bu numaralar, kuyruklu yıldızın geçiş süresini gösteren bir sayacın son rakamıdır. Bu sayede, arkadaşlar, hangi evrene ait olduklarını anlayabilirler. Ancak, bu yöntem de tam olarak işe yaramaz. Çünkü, farklı evrenlerdeki arkadaşlar, birbirlerinin kağıtlarını alabilir veya değiştirebilirler. Bu da, arkadaşların kimliklerinin karışmasına neden olur.
Arkadaşlar, kuyruklu yıldızın geçiş süresinin bitmesine yakın, kendi gerçekliklerine dönmek için son bir girişimde bulunurlar. Ancak, bu sırada, farklı evrenlerden gelen başka arkadaşlar da, aynı evrene gelirler. Bu da, bir karmaşaya neden olur. Emily, kendi gerçekliğine dönmek yerine, Kevin’ın onu sevdiği ve evlenmek istediği bir gerçekliğe gider. Bu gerçeklikte, Emily’nin kendisi yoktur. Emily, bu gerçeklikteki kendisinin yerine geçer. Bu gerçeklikteki Kevin, Emily’ye bir yüzük verir ve onunla evlenmek istediğini söyler. Emily, bu teklifi kabul eder. Ancak, bu sırada, başka bir gerçeklikten gelen başka bir Emily, bu evin penceresinden içeri bakar. Film, bu sahneyle sona erer.
Filmin sonunda, Emily’nin kendi gerçekliğine dönemediğini, başka bir gerçeklikteki kendisinin yerine geçtiğini görüyoruz. Bu, Emily’nin kendi gerçekliğinden memnun olmadığı ve daha mutlu bir gerçeklik aradığı anlamına gelir. Ancak, bu gerçeklikte de, Emily’nin kendisiyle ilgili bir sorun olduğunu anlıyoruz. Çünkü, bu gerçeklikteki Emily, Kevin’la evlenmek istememiş ve ortadan kaybolmuştur. Bu da, Emily’nin, Kevin’la mutlu olup olmayacağı konusunda bir belirsizlik yaşadığını gösterir. Ayrıca, Emily’nin, başka bir gerçeklikteki kendisinin yerine geçmesi, o gerçeklikteki diğer insanların hayatlarını da etkileyecektir. Bu da, Emily’nin, kendi mutluluğu için başkalarının mutsuzluğunu göze aldığını gösterir.
Coherence, izleyiciye, kendi gerçekliğimizden memnun olup olmadığımızı, başka bir gerçeklikte daha mutlu olabileceğimizi, kendi seçimlerimizin sonuçlarını ve başkalarının hayatlarını nasıl etkilediğimizi sorgulatan bir film. Film, par
コメント