top of page
Yazarın fotoğrafıGamze Çalışkan

Küçük Deniz Kızı Ponyo: Bir Masalın Derinliklerine Yolculuk

Küçükken kardeşimle televizyonda karşılaştığımız Küçük Deniz Kızı Ponyo filmi bizi adeta büyülemişti. Çizimleri, denizaltı dünyasının büyüleyici atmosferi ve sıcacık hikayesiyle bizi kendine hayran bırakmıştı. O zamanlar, ben 6, kardeşim ise 5 yaşındaydık. Filmin ana mesajlarını tam olarak anlayamamış olsak da Ponyo ve Sasuke'nin arkadaşlığı, Ponyo'nun babasının bu arkadaşlığa engel olmaya çalışması ve ona karşı hissettiğimiz o çocukça öfke hâlâ aklımda.

Küçük Deniz Kızı Ponyo

Ancak filmi bir yetişkin olarak tekrar izlediğimde, aslında ne kadar derin ve anlam yüklü bir hikayeye sahip olduğunu fark ettim. Ponyo'nun babasına bile hak vermeden geçemedim. Şimdi gelin, bu büyüleyici yapımı birlikte inceleyelim.


Ponyo, babası ve sayısız kardeşiyle denizlerin derinliklerinde yaşayan küçük bir deniz kızıdır. Annesi ise bir deniz tanrıçasıdır; ihtişamlı ve sevgi dolu bir figür. Daha ilk sahnelerde Ponyo’nun diğer kardeşlerinden farklı olduğunu fark ederiz. Hem fiziksel olarak daha büyük hem de insani yönlere sahip. Bunun sebebi, büyücü olan babasının onun üzerinde çeşitli büyüler denemiş olması olabilir. Ya da belki Ponyo’nun kaderinde zaten böyle bir yol vardı.


Ponyo, sevgi dolu ve özgür ruhlu bir karakterdir. Sürekli okyanusun derinliklerini keşfetmek için evden kaçar. Bu kaçışlardan birinde, başına talihsiz bir kaza gelir ve bir kavanoza sıkışır. Tam bu sırada hikayemizin bir diğer kahramanı, 5 yaşındaki Sasuke ile tanışır. Sasuke, Ponyo'yu kurtarırken elini keser ve Ponyo, teşekkür etmek için Sasuke’nin yarasını yalar. İşte tam bu anda, denizlerin yasası devreye girer: Bir deniz kızı insan kanı yalarsa, insan olmak zorundadır ve güçlerinden vazgeçer.


Ponyo, bu olaydan sonra insan olma arzusuna karşı koyamaz ve babasına karşı çıkarak Sasuke’nin yanına gitmeye karar verir. Ancak bu olay, doğaüstü bir dengesizliğe yol açar ve devasa bir tsunami gerçekleşir. Ponyo, özel güçleriyle dev dalgaları kontrol ederek Sasuke’nin evine ulaşır. Bu sahnede Ponyo’nun, dalgaların üzerinde bir insan gibi koştuğunu görürüz; adeta büyüleyici bir sahnedir.

Küçük Deniz Kızı Ponyo
ponyo (2008)

Filmde baba-çocuk ilişkisi önemli bir yer tutar. Ponyo’nun babası, aslında onu insanlıktan korumak istemektedir. Kendisi de insanlardan uzak durarak denizlerin derinliklerinde yaşamayı seçmiştir. İlk izlediğimde bu karaktere kızmış olsam da şimdi onu çok daha iyi anlıyorum.


Sasuke’nin babasıyla olan ilişkisi ise özlem doludur. Babası bir denizcidir ve Sasuke çoğu zaman annesiyle yalnız kalır. Annesi güçlü ve sevgi dolu bir kadındır, ancak bazen stres ve yorgunluk onu gergin biri haline getirebilir. Sasuke, annesinin çalıştığı huzurevinde yaşlılarla vakit geçirir ve belki de Ponyo’yla kurduğu bu derin dostluğun temeli, yaşadığı yalnızlıktır.


Hikayenin dayandığı temel efsane oldukça anlamlıdır: Eğer Sasuke, Ponyo’yu gerçekten seviyorsa Ponyo insan olabilecek ve dünyanın dengesi yeniden sağlanacaktır. Ancak bu sevgi gerçek değilse Ponyo, sonsuza kadar denizlere karışacaktır.


Bu noktada Ponyo’nun annesi devreye girer. Güçlü ve bilge bir karakter olarak hem Ponyo’nun hem de Sasuke’nin yanında durur ve onların bu sınavı geçmelerine izin verir.


Filmin final sahneleri huzurevinde geçer. Tsunami sonrası güvenli bir bölgede toplanan karakterler, doğanın gücü ve sevginin iyileştirici etkisi etrafında bir araya gelirler. Sasuke’nin sevgisi gerçek çıkar ve Ponyo sonunda bir insan olur.

Eğer hâlâ bu filmi izlemediyseniz ya da uzun zaman önce izlediyseniz, tekrar bir şans vermenizi öneririm. Belki bu kez, Ponyo ve Sasuke’nin dünyasında daha önce fark etmediğiniz detayları keşfedersiniz.

3 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
Zarif arka plan

Doğduğunuz Tarihte Çıkan Filmler

  • Instagram - Siyah Çember
  • Youtube
  • Pinterest - Siyah Çember
  • Heyecan - Siyah Çember
  • Tumblr - Siyah Çember
bottom of page