Minimalizm çoğunlukla isminden sonuçlara vardığımız bir kelime. Minimal, mini, sade ve daha niceleri. Peki hayat tarzı olarak minimalizmi benimseyen insanlar ne düşünüyor bu kelime hakkında? Aslında kelimenin belgeseldede kullanıldığı anlamı hayatımızdaki gereksiz 'eşya vb.' fazlalıklardan kurtulmak üzerine bir yaşam. Bazı insanların popülerlik uğruna eskittiği kelime bazıları içinse hayatlarında anlam buldukları bir yaşam biçimi haline geliyor.
Yeni bir din gibi yayılıyor eleştirileri olsada aslında izledikçe çok mantıklı bulduğunuz yerler oluyor. Mesela bizim kültürümüzde olan israfa karşılık minimalizmin temel yapı taşlarından biri halinde. Belgeselde bu fikirleri bizlere aktararak insanların daha mutlu olabileceğine işaret ediliyor. Dev gibi evlerin, sayısız kıyafetin ve eşyanın gereksizliği, fazlalığı üzerine duruluyor.
Netflix üzerinden izleyebileceğiniz bu belgeselde bizlere minimalizmi hayat gayeleri haline getirmiş insanları gösteriyor. İki minimalist karakterimizin minimalizm ile kendilerini buldukları ve bunu insanlara yaymak istedikleri seminerler verdiği ana örgüde başka minimalist insanlarıda izliyoruz.
Belgesel bir nevi kapitalist sistem eleştirisi olarak düşünülebilir. Hatta minimalizm kavramıda kapitalizmin karşıt görüşü olarak bakılabilir. İzlerken ne kadar ciddiye alacağınız veya önemseyeceğiniz sizlere kalmış olsada durup düşündüğünüz yerler olacaktır. Neden bu kadar çok şeyimiz var?
Matt D'Avella yönetmenliğinde çekilen belgeselin oyuncu karosundaki Ryan Nicodemus aynı zamanda belgeselin yapımcılarıdan. 2016 çıkışlı ABD yapımı belgesel 1 saat 19 dakikalık süresi ile izlerken sıkılmanıza müsade etmeyecek uzunlukta.
コメント