İster sevdiğiniz biriyle romantik bir sonbahar gününün tadını çıkarın, ister arkadaşlarınızla takılın ya da biraz kişisel bakım yapın, romantik bir film mükemmel bir ruh hali yaratabilir. İşte sonbaharda romantik film arayanlar için izlenebilecek, her biri aşkın özünü kendine özgü bir şekilde yakalayan en iyi filmlerden bazıları.
The Notebook - Not Defteri (2004)
Nicholas Sparks'ın romanından uyarlanan ve Nick Cassavetes tarafından yönetilen Not Defteri, Noah Calhoun (Ryan Gosling) ve Allie Hamilton'ın (Rachel McAdams) yürekleri ısıtan hikâyesini anlatıyor. Film, sosyal sınıf farklılıkları ve zamanın geçmesiyle zorlanan aşk hikayelerini güzel bir şekilde tasvir ediyor. Yaşlandıkça, Noah'nın Allie'ye olan sarsılmaz sevgisi, ona her gün hikayelerini okuyarak paylaştıkları hayatı hatırlamasına yardımcı olurken açıkça görülüyor. Bu film, aşkın kalıcı gücüne inananlar için mutlaka izlenmesi gereken bir yapım.
P.S. I Love You - Not: Seni Seviyorum (2007)
Richard LaGravenese'nin yönettiği bu duygusal dram, kocası Gerry'nin (Gerard Butler) kaybıyla başa çıkmaya çalışan genç bir dul olan Holly Kennedy (Hilary Swank) hakkında. Gerry, kederini atlatmasına yardımcı olmak için her biri "Not: Seni Seviyorum" ile biten bir dizi mektup bırakır. Bu mektuplar Holly'ye iyileşme sürecinde rehberlik eder, kendini yeniden bulmasına ve hayata sarılmasına yardımcı olur. Bu film, biri öldükten sonra bile sevginin kalıcı bir etki yaratabileceğinin dokunaklı bir hatırlatıcısıdır.
Notting Hill - Aşk Engel Tanımaz (1999)
Roger Michell'in yönettiği romantik komedi türündeki Notting Hill'in başrollerinde ünlü bir aktris olan Anna Scott rolündeki Julia Roberts ve mütevazı bir kitapçı olan William Thacker rolündeki Hugh Grant yer alıyor. İkilinin beklenmedik romantizmi, Londra'nın büyüleyici mahallesi Notting Hill'de, şöhretin ve göz önünde olmanın zorluklarına rağmen filizleniyor. Filmin esprili diyalogları, sevimli karakterleri ve ikonik repliği "Ben sadece bir kızım, bir çocuğun önünde durmuş, ondan kendisini sevmesini istiyorum", filmi sevilen bir favori haline getiriyor.
A Walk to Remember - Uzakta Anılar (2002)
Adam Shankman'ın yönettiği A Walk to Remember, yine bir Nicholas Sparks romanından uyarlama. Film, sessiz ve dindar bir kız olan Jamie Sullivan'a (Mandy Moore) aşık olan asi bir genç olan Landon Carter'ın (Shane West) hikayesini anlatıyor. Landon, Jamie'nin etkisiyle aşkın ve fedakârlığın gerçek anlamını öğrenirken, ikilinin aşk hikâyesi bir dönüşüm ve kurtuluş hikâyesidir. Bu dokunaklı filmin kalp tellerinizi titreteceği kesin.
Titanic (1997)
James Cameron'ın epik romantik filmi Titanik'in tanıtılmaya ihtiyacı yok. Jack Dawson rolünde Leonardo DiCaprio ve Rose DeWitt Bukater rolünde Kate Winslet'in başrollerini paylaştığı film, talihsiz R.M.S. Titanic'in arka planında geçiyor. Jack ve Rose'un yasak aşkının hikayesi, gemideki sınıf ayrımında gezinirken ortaya çıkıyor ve sinema tarihinin en trajik ve unutulmaz sonlarından birine yol açıyor. Filmin ikonik sahneleri ve güçlü performansları, şimdiye kadar anlatılmış en büyük aşk hikayelerinden biri olarak yerini sağlamlaştırmıştır.
Shakespeare in Love - Aşık Shakespeare (1998)
John Madden'in yönettiği Aşık Shakespeare, William Shakespeare'in (Joseph Fiennes) soylu bir kadın olan Viola de Lesseps'e (Gwyneth Paltrow) aşık olduğunu hayal eden kurgusal bir hikâyedir. Onların yasak aşkı Shakespeare'e en ünlü oyunlarından biri olan Romeo ve Juliet'i yazması için ilham verir. Romantizm, komedi ve tarihi dramın keyifli bir karışımı olan film, zekice yazılmış senaryosu ve En İyi Film de dahil olmak üzere birçok Akademi Ödülü kazanmasını sağlayan yıldız performanslarıyla dikkat çekiyor.
Sleepless in Seattle - Sevginin Bağladıkları (1993)
Nora Ephron'un Sleepless in Seattle'ı türünün klasikleri arasına girmiş bir romantik komedi. Filmde Tom Hanks, oğlu Jonah'ın babasına yeni bir eş bulmak için bir radyo talk-show'unu aradığı dul Sam Baldwin rolünde. Meg Ryan ise Sam'in hikayesine ilgi duyan gazeteci Annie Reed'i canlandırıyor. Mizah, kalp ve kader fikrinin büyüleyici bir karışımı olan film, Dünya Aşk Günü için mükemmel bir seyirlik.
Love Actually - Aşk Her Yerde (2003)
Richard Curtis'in yönettiği Love Actually, hepsi de Noel'den önceki haftalarda geçen on farklı aşk hikâyesini bir araya getiren bir topluluk filmi. Hugh Grant, Emma Thompson, Keira Knightley ve Colin Firth gibi yıldızlarla dolu bir oyuncu kadrosuna sahip olan film, romantikten aileye, yeni ilişkilerden uzun süreli bağlılıklara kadar aşkın karmaşıklığını keşfediyor. Her hikâye benzersizdir, ancak bir araya geldiklerinde aşkın tüm biçimlerine dair güzel bir goblen oluştururlar.
La La Land - Aşıklar Şehri (2016)
Damien Chazelle'in La La Land filmi, Los Angeles'ta iki hevesli sanatçı arasındaki romantizmi anlatan modern bir müzikal. Mia (Emma Stone) bir aktris, Sebastian (Ryan Gosling) ise bir caz müzisyeni. Onların aşk hikayesi tutku, hayaller ve kariyerleri için yapmaları gereken fedakarlıklardan oluşuyor. Filmin çarpıcı görselleri, unutulmaz şarkıları ve başrol oyuncuları arasındaki kimya, filmi klasik Hollywood romantizmine göz kamaştırıcı bir övgü haline getiriyor.
Eternal Sunshine of the Spotless Mind - Sil Baştan (2004)
Michel Gondry'nin yönettiği Eternal Sunshine of the Spotless Mind, ilişkilerin ve hafızanın karmaşıklığını irdeleyen benzersiz ve düşündürücü bir aşk hikâyesi. Filmde Joel Barish rolünde Jim Carrey ve Clementine Kruczynski rolünde Kate Winslet, ilişkileri sona erdikten sonra birbirlerini hafızalarından silmek için bir prosedürden geçen bir çifti canlandırıyor. Birlikte geçirdikleri zamanın anıları solmaya başladığında, birbirlerini hala sevdiklerini fark ederler ve bu da duygusal ve içe dönük bir yolculuğa yol açar. Bu film, gerçeküstü bir dokunuşla alışılmadık aşk hikayelerini takdir edenler için mükemmeldir.
Bu filmler Romantik Film arayışında olanlar için için mükemmeldir, ister göz yaşartıcı, ister iyi hissettiren bir romantizm veya klasik bir aşk hikayesi havasında olun. Öyleyse, patlamış mısırınızı alın, rahatınıza bakın ve bu filmlerin kalbinizi aşkın büyüsüyle doldurmasına izin verin.
Comments